Karalahana ve Turpgiller Kolon Kanserini Nasıl Önlüyor!

Karalahana ve Turpgiller Kolon Kanserini Nasıl Önlüyor

Bugünlerde hangi yöne bakarsanız bakın, „süper yeşil besin“ karalahananın sağlığa faydalarını öve öve bitiremeyen birini bulmanız çok muhtemel.
Beslenme uzmanları onu dünya üzerindeki en sağlıklı ve besin değeri oldukça yüksek sebze olarak adlandırıyor; ve evet gerçekten de öyle! Karalahana vitamin ve mangan, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller bakımından oldukça zengin. Karalahana ayrıca bolca şifalı, yaşlanmayı önleyici ve C vitamini, querçetin, kaempferol ve beta-karotin de dahil pekçok antioksidan madde içeriyor.

Dahası karalahana, sindirim kanalında safra asidini bağlayan ve bunun geri emilimini engelleyerek, böylece vücudumuzdaki toplam kolesterol miktarını azaltıp potansiyel kalp hastalıkları riskini düşüren reçinemsi, safra asidi katkısı olarak bilinen maddeler içeriyor.

Fakat bunlar arasında en heyecan verici olan kısmı ise karalahana ve brokoli, lahana, karnabahar, brüksellahanası, şalgam, alabaş (kohlrabi), çin lahanası ve kırmızı turp gibi diğer turpgiller, kansere karşı koruyucu etkisi olan doğal bileşikler de içeriyor.

Bunlardan biri, hayvanlar üzerinde ve laboratuvar testleriyle de denenmiş ve pekçok kanserin başlangıç sürecinde kanserle mücadeleye yardımcı olduğu kanıtlanmış, sülforafen.

Bir diğeri, deneysel olarak kanseri önlediği ortaya konulan indol-3-karbinol (I3C).

Karalahana ve brokoli de dahil turpgillerden olan sebzeler sindirildiğinde, sindirim kanalında I3C üretiliyor ve bilimsel dergi Immunity´nin yayınladığı bir laboratuvar çalışmasına göre, üretilen bu I3C şindirim kanalında oluşabilecek iltihabı önlüyor ve böylece kolon kanserinin oluşum riskini azaltmada yardımcı rol oynuyor.

Yeni yapılan bir araştırma ile, genetiği değiştirilmiş farelere I3C bakımından zengin bir beslenme yöntemi uygulandı. I3C´nin aril hidrokarbon reseptörü (AHR) olarak bilinen bir proteini aktifleştirdiği kanıtlanmış bulunuyor. AHR ise inflamasyonu düşürücü ve kolon kanseri oluşum riskini azaltıcı yönde rol oynuyor.

Bu çalışmada kullanılan farelerin, kendi başlarına sindirim kanalında AHR´yi aktive edemeyecek ya da hiç üretemeyecek şekilde genetik düzenlenmesi yapıldı. Bunun doğal sonucu olarak, farelerde kolon kanseriyle sonuçlanan sindirim kanalı iltihabı gözlendi. Öte yandan çalışmayı yürüten araştırmacılar aynı fareleri I3C bakımından zengin bir diyetle beslediklerinde, I3C´nin sindirim kanalında AHR oluşumu ve aktivasyonunu tetiklemesi sayesinde, farelerde ne kanser ne de herhangi bir inflamasyon belirtisine rastlandı.

Üstelik sadece bu kadar da değil. Tümör oluşumu gözlenmiş olan farelere de I3C bakımından zengin bir beslenme şekli uygulandığında, tümör sayısında önemli ölçüde azalma saptanmakla birlikte, bu tümörlerin de öncekine kıyasla daha iyi huylu ve daha az tehlikeli tümörler olduğu görüldü.
Başka bir deyişle beslenme şeklimizin, sindirim kanalımızdaki inflamasyon düzeyi ve kolon kanserine yakalanma riskimiz üzerinde oldukça büyük bir etkisi olduğunu söylemek mümkün. Çevresel ve genetik faktörler her ne kadar olası kanser gelişiminde rol oynasa da, bu çalışma bizlere gösteriyor ki, yerel üretim, radyasyona maruz kalmamış, genetiği herhangi bir şekilde değiştirilmemiş karalahana, brokoli ve diğer turpgiller gibi bitkisel besinlerin tüketimi, kanseri önlemede oldukça etkili bir yol olabilir.

Ne yazık ki, ailelerimizden aldığımız ve bizi kanser de dahil pekçok hastalığa yatkın hale getiren genetik faktörleri değiştirebilmemiz mümkün değil; ancak, özellikle sindirim sistemimizi etkileyen birçok kanser türünü azaltmada etkili olduğu gösterilen sebze ve meyvece zengin bir beslenme şeklini düzenli olarak takip ederek, bu riski azaltabiliriz.

Kaynak : thetruthaboutcancer.com

927 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!