Kozmetik Ürünlerde Florlu Bileşikler
Perfloroalkil ve polifloroalkil madde kaynaklı olan nemlendiriciler, traş köpüğü ve fondöten incelendi. (Perfloroalkil ve polifloroalkil maddeler veya PFAS, ABD Çevre Koruma Ajansı’na (EPA) göre gıda ambalajı, ev temizleyicileri ve yapışmaz pişirme kapları da dahil olmak üzere birçok üründe bulunan sentetik kimyasallardır.)
İsveçli bilim insanları, kozmetik ürünlerindeki adı kötüye çıkan bir grup florlanmış bileşiğin seviyelerini araştırdılar. Elde edilen bulgular, yüksek konsantrasyonlarda endişe verici maddelerle birlikte listelenen bileşenler tarafından açıklanmamış florlu maddelerin varlığını göstermektedir.
PFAS’lar veya per– ve polifloroalkil maddeler, sağlığa olumsuz etkiler ve çevresel faktörlerle ilgilidir. Kimyasallar hala uluslararası olarak üretilmekte ve tekstilden yangın söndürme köpüklerine kadar uygulamalar için hem ticari ürünlerde hem de endüstriyel süreçlerde her yerde bulunmaktadır. ABD Ulusal Toksikoloji Programı için madde seçimini yöneten ve araştırma projesine dahil olmayan Scott Masten, “ABD’de ve bunları kullanan sanayileşmiş her ülkede içme suyu kaynaklarında önemli kirlilik var. Bu nedenle son zamanlarda çok fazla ilgi gördüler. Çok fazla bulunuyor fakat kozmetikte hangi bileşiklerin bulunduğu hakkında çok az şey biliniyor.” diyor.
Stockholm Üniversitesi’nden öncübaş bilim insanı Lara Schultes, “Bu çalışmadaki en büyük zorluk, hem listelenen hem de listelenmemiş PFAS bileşenlerini analiz etmekti, çünkü konsantrasyonlar çok çeşitliydi,” diyor. Schultes ve çalışma arkadaşları, L’Oreal, The Body Shop ve Gillette gibi markalardan nemlendirici kremler, fondötenler, kozmetik kalemler, pudralar ve tıraş köpükleri dahil 31 ürün üzerinde çalıştı. Bilim insanları, tandem kütle spektrometresi ile sıvı kromatografi kullanarak 39 bilinen PFAS için ürünleri test etti. Bu sonuçları çıkarılabilir organik flor ve toplam flor verileriyle karşılaştırarak florin kütle dengesini hesaplamayı başardılar. Bu, bilinen PFAS’lar tarafından hesaplanan flor fraksiyonunun bir ölçüsüdür ve daha önce kozmetik ürünlerde tespit edilmemiştir.
Numunelerin yaklaşık yarısı ölçülebilir miktarlarda en az bir PFAS içeriyordu. Fondötenlerde ve pudralarda grup 25’e kadar PFAS tespit edildi. Bazı ürünler, şüpheli bir kanserojen olan yüksek konsantrasyonlarda perflorooktanoik asit (PFOA) içeriyordu.
Yapılan çalışmada, bilinen PFAS’ların tespit edilen seviyeleri ile tüm numuneler için toplam flor içeriği arasında önemli bir farkın altını çizerek, bu kozmetiklerde bilinmeyen florlu maddelerin bulunduğunu gösterdi. Bu bileşikler, aktif bileşenlerin bozunmasından veya sadece safsızlıklardan kaynaklı olabilir.
Bilim insanları daha önce deri yoluyla PFAS’lara maruz kalmanın, diyet gibi yollarla karşılaştırıldığında ihmal edilebilir olduğunu varsaymışlardı. Ancak, grup, verilerini günlük fondöten uygulamasından PFOA maruziyetini tahmin etmek için kullandı. Hesaplanan aralığın üst sınırı, İsveç’in diyet yoluyla günlük alım tahminlerini çok aşıyordu.
PFAS’lar şu anda kozmetikte emülgatör ve viskozite düzenleyici olarak hizmet vermektedir. Ancak, bu araştırmadan elde edilen ilk verilere yanıt veren birkaç şirket, bazı PFAS’ları kozmetiklerinden çıkarmayı taahhüt etti. Schultes, “Bu kimyasalların belirli tüketici ürünlerinde gerçekten gerekli olup olmadığını kendimize sormamız gerektiğini düşünüyorum” diyor.
Gelecekteki çalışmalar, kozmetiklerin PFAS’e maruz kalma kaynakları arasında ne kadar önemli olduğunu belirlemek için bu kimyasalların dermal emilimini daha ayrıntılı olarak incelemek olacaktır.
Kaynak: chemistryworld.com
