Türk Bilim İnsanlarından Kanser Tedavisinde 3D Yöntemi
Ameliyat kararında zorlanılan kanser hastalar için, organ içine yerleşen tümörü, gerçeğine uygun şekilde gösteren 3 boyutlu plastik prototipler geliştirildi.
Üstün teknolojik cihazla geliştirilen prototipler, hekime zor vakalarda ameliyata girmeden önce 3 boyutlu organı detaylı inceleme ve ameliyatın seyrine karar verme imkanı sağlıyor.
Türkiye’de savunma sanayinin ardından ilk olarak Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesindeki Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Merkezinde (METÜM) hizmete giren yeni üstün teknolojik cihazla elde edilen parçalar, hem eğitim amaçlı hem de hastalara nakledilmek üzere üretiliyor.
METÜM Müdürü ve Diş Hekimi Doç. Dr. Simel Ayyıldız, 2011’de kurulan merkezde, ihtiyaç doğrultusunda kişiye özel sert doku kayıplarının giderilebilmesi için kafatası, göğüs, çene, omurga ve yüz gibi bölgelerde kullanılmak üzere titanyumdan vücut parçaları üretildiğini söyledi.
Kişiye Özel Tasarlanan Protezler
İmplantların kaza, travma, ateşli silah yaralanması, tümör gibi nedenlerle kaybedilen sert dokuların yerine, kişiye özel tasarlanarak üretildiğini ve hastaya yerleştirildiğini ifade eden Ayyıldız, bunların hastanın tomografisinden elde edilen verilere göre bilgisayar programlarıyla üç boyutlu hale getirildiğini belirtti. Ayyıldız, hastaya takılacak eksik kısmın modellendiğini, hekimin uygun bulması halinde modelin titanyumdan protez olarak üretildiğini anlattı.
Sorun 3 Boyutlu Olunca Daha Net Görülüyor
Ortopedi, göğüs cerrahi, plastik cerrahi, diş hekimliği, ağız-yüz-çene cerrahisi gibi branşlarda da organ içine yerleşen tümörlere yönelik operasyon öncesinde 3D teknolojisinden yararlanıldığını kaydeden Ayyıldız, hastanın durumunun daha net görülmesi, hangi ameliyatın yapılacağına karar verilebilmesi amacıyla tümörün birebir modellendiğini dile getirdi. Ayyıldız, şöyle devam etti:
“Plastik materyalden tümör modelleniyor. Örneğin, kafa tabanında meydana gelen bir tümör olgusunda, kafatasını ayrı, tümörü ayrı renkte, damar ve sinirleri, bunlara yakınlıklarını ayrı renklerde üretiyoruz. Bu şekilde modellerimizde, hekimin ameliyat öncesinde hastasındaki sorunu 3 boyutlu olarak net bir şekilde görebilmesini sağlıyor. Hekim, cerrahiye girdiğinde, karşılaşacak olduğu durumu bire bir görmüş oluyor.
Bu şekilde hekim, zorlu vakalarda hastadan önce, geliştirilen model üzerinde ameliyatı çalışabiliyor. Böylelikle hem ameliyat sırasında olası bir sürprizle karşılaşılma olasılığı azaltılıyor hem ameliyat süresi kısalıyor hem de hastanın aldığı anestezi miktarı azalıyor. Bunlar, hastanın iyileşme sürecini de olumlu etkileyen faktörler oluyor.
Eğer sert doku üzerinde çalışılacaksa, hastanın o bölgesine ait ince kesitli tomografi alınıyor. Bunlar, çeşitli yazılımlar aracığıyla bilgisayar programında birleştirilerek 3 boyutlu hale getiriliyor. Bu 3 boyutlu hale getirilmiş, tümörün ve kemik dokunun ayrı renklendirildiği yapılar olarak hazırlanıyor. Bu aşamadan sonra 3 boyutlu plastik baskı makinelerinde hekimin kullanımı için hazır hale getiriliyor.”
Ayyıldız, yumuşak doku modellemesinde ise iyi çekilmiş bir MR’dan alınan görüntülerin, bilgisayar ortamında 3 boyutlu hale getirdiğini, renklendirildiğini ve basılarak kullanıma sunulduğunu bildirdi.
“HEKİM TÜMÖRÜ YAKINDAN İNCELEYEBİLİYOR”
Kritik vakalarda modelleme üzerinde yapılan uygulama sonrası gerçekleştirilen ameliyatlara ilişkin geri dönüşlerin çok olumlu olduğuna dikkati çeken Ayyıldız, “Bu uygulamanın, hekimin işini kolaylaştırdığını, gerçekleştirilecek operasyon öncesi hekime bir kez denemiş olma ve tümörü yakından inceleme fırsatı verdiğini ortaya koydu.” dedi.
Ayyıldız, hekimin cerrahi konusunda karar vermekte zorlandığı tümörler için modelleme yapılabileceğini söyledi.
Öğrenciler için de Modeller
Tıp fakültesi öğrencilerinin yaşadığı en önemli sorunlardan birinin kadavra yetersizliği nedeniyle çalışma yapamamak olduğunu vurgulayan Ayyıldız, merkezde geliştirilen, organlarla birebir aynı plastik modellerle bu açığın ortadan kaldırılmaya çalışıldığını dile getirdi.
Ayyıldız, öğrenci başına düşen kadavra sayısının yeterli olmadığının altını çizerek, “Gerçek insana ait kemik modelinin bulunması ve her öğrencinin buna erişiminin sağlanması çok zor. Bu hem kolay hem de ucuz değil. Dolayısıyla biz merkezimizde yeni cihazlarımız sayesinde eğitim modellerini de üretebiliyoruz. İnsan vücudundaki yumuşak ya da sert doku dahil herhangi bir parçayı modelliyor ve öğrencilerin kullanımına sunabiliyoruz.” diye konuştu.
Savunma Sanayisinin Ardından İlk Kez METÜM’de
Ayyıldız, Türkiye’de savunma sanayinin ardından METÜM’de kullanılmaya başlanılan yeni üstün teknolojik cihazla, sert ve yumuşak doku üretiminde önemli mesafe alındığına dikkati çekti.
Yeni cihazla, modellenen ürünlerin seri üretiminin yapılabileceğini belirten Ayyıldız, “Seri üretim imkanına sahip olduğundan birden fazla model aynı anda üretilebilecek.” dedi.
Öte yandan Ayyıldız, METÜM bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalardan ötürü “Sağlıkta 4-0 Yenilikler” kongresinde alt-çene aşırı kemik kaybı olan hastalar için geliştirilen tasarımla “Yılın Diş Hekimi” ödülü verildiğini söyledi.
Kaynak : ensonhaber.com