Yapay Tatlandırıcı İçindeki Kimyasal DNA’yı Bozabilir

 

Yapay Tatlandırıcı İçindeki Kimyasal DNAyı Bozabilir

Sukralozun üretimi ve sindirilmesi sırasında meydana gelen bir bileşik olan sukraloz-6-asetat üzerine yapılan yeni bir çalışmanın sonuçları, bilim insanlarına, yaygın olarak kullanılan yapay tatlandırıcıların güvenilirliğini sorgulattırdı.

Sukraloz, sıfır kalorili şekerden yaklaşık 320-1000 kat daha tatlı olan bir yapay tatlandırıcıdır. Diyet içecekler, sakızlar, şekersiz reçeller, kahve şurupları ve soslar dahil olmak üzere çeşitli gıda ürününde kullanılır.

Kilosunu korumak ya da kilo vermek isteyen insanlar arasındaki popülaritesine rağmen Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kısa süre önce -sukraloz dahil- yapay tatlandırıcı tüketicilerini, kilo kontrolü konusunda etkisiz oldukları ve aslında kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet riskini arttırabilecekleri konusunda uyardı.

Kemirgenler üzerinde yapılan bir önceki araştırmalar, sukraloz alımından sonra sindirim sisteminde birkaç yağda çözünen bileşiğin oluştuğunu göstermiştir. Bu bileşiklerden biri sukraloz-6-asetattır.

Şimdi, aynı bilimsel ekip tarafından yapılan yeni araştırma, sukraloz-6-asetatın genotoksik olabileceğini ve DNA’yı olumsuz etkileyebileceğini buldu. Ekip ayrıca, geçirgen bağırsak sendromuna katkı sağlayabileceğini ve bağırsak dokuda gen ekspresyonunu etkileyebileceğini de buldu.

Bilim insanları, insandaki kan hücrelerini, sukraloz-6-asetata maruz bırakan laboratuvar deneyleri de yaptılar. Ayrıca insan bağırsak dokularını bu bileşiğe maruz bırakan ve bağırsak hücresinin genetik aktivitesini inceleyen laboratuvar testleri de gerçekleştirdiler.

Ekip, sukraloz-6-asetata maruz bırakılan hücrelerin DNS’sında, bileşiğin genotoksik olduğunu belirten kırılmalar gösterdiğini gözlemledi.

Ayrıca, bağırsağı çevreleyen dokuları da sukraloz-6-asetat ve sukraloza maruz bıraktıklarında, her ikisinin de bağırsak bariyeri bütünlüğünü bozduğunu bulmuşlardır. Ek olarak bileşik, bağırsakta oksidatif stres, iltihaplanma ve kanserle ilişkili genlerin ekspresyonunu önemli ölçüde artırdı.

Kuzey Karolina Eyalet Üniversitesi ve Chapel Hill’deki Kuzey Carolina Üniversitesi ortak programı Biyomedikal Mühendisliği bölümünde yardımcı profesör olan ilgili yazar Susan Schiffman bir haber bülteninde, “Bağırsak epitel dokularımızı – bağırsak duvarınızı kaplayan doku – sukraloz ve sukraloz-6-asetata maruz bıraktığımızda, her iki kimyasalın da ‘geçirgen bağırsak sendromuna’ neden olduğunu bulduk. Temel olarak, bağırsak duvarını daha geçirgen hale getiriyorlar. Kimyasallar, bağırsak duvarındaki hücrelerin birbirine bağlandığı ‘sıkı bağlantı noktalarına’ veya arayüzlere zarar veriyor.” diyor.

Ayrıca, sükraloz-6-asetat detoksifikasyonda ve hücresel metabolizmada rol oynayan iki enzimi de bloke etti ve çalışma yazarları bunun olumsuz toksikolojik sonuçlara yol açabileceğini söylüyor.

Ve bu durum bilim insanlarını endişelendiriyor çünkü market raflarında bulunan sukralozda eser miktarda sukraloz-6-asetat tespit ettiler.

Schiffman, “Bu bağlamda, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’nin tüm genotoksik maddeler için kişi başına günde 0,15 mikrogramlık bir toksikolojik madde eşiği vardır.” diye açıklıyor. “Çalışmamız, günlük sukralozla tatlandırılmış tek bir içecekteki eser miktardaki sukraloz-6-asetat’ın bu eşiği aştığını gösteriyor. Ve bulduğumuz bu değer, insanlar sukraloz tükettikten sonra metabolitler olarak üretilen sukraloz-6-asetat miktarını bile hesaba katmıyor.” diye açıklıyor.

Schiffman, bu bulguların sukraloz ve metabolitlerinin potansiyel sağlık üzerine etkileri hakkında çokça endişe uyandırdığını söylüyor.

Schiffman, “Sukralozun güvenlik ve ruhsatlandırma durumunu yeniden gözden geçirmenin zamanı geldi çünkü önemli riskler taşıdığına dair kanıtlar artıyor.” diyor. “Hiç değilse, insanları sukraloz içeren ürünlerden uzak durmaya teşvik ediyorum. Bu, yememeniz gereken bir şey.”

 

Kaynak: healthnews.com

710 Kez Okundu

Sultan Kapdan

Marmara Üniversite %30 İngilizce Kimya Bölümü lisansımın 3.senesindeyim. Kimya’yı şimdi ve ilerisi için kendime içsel bir odak noktası haline getirdim. Bu yüzden, genel olarak bilimsel ve özellikle kimya alanındaki gelişmeleri daha yakından takip edebilmek ve bu gelişmeleri insanlara ulaştırabilmek adına, gönüllü çeviri ekibine katıldım.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!