Yerel İklim Politikası Değişikliğini Sağlamak için Doğal Afetler Olağandışı veya Ölümcül mü Olmalı?

Yerel İklim Politikası Değişikliğini Sağlamak için Doğal Afetler Olağandışı veya Ölümcül mü OlmalıOregon Eyalet Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, doğal afetler tek başına; yerel toplulukları iklim değişikliğini hafifletme veya uygulanacak politikalara uyum sağlamaları için gereken motivasyona sahip değil.

Düşünülenin aksine, aşırı hava olaylarına tepki olarak; politika değişikliği, ölümler, medyada sürekli yer alma, olayın olağandışılığı ve topluluğun siyasi yapısı da dahil olmak üzere bir dizi faktöre bağlı görünmektedir.

İklim bilimcileri, aşırı hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin  önümüzdeki on yılda artmaya devam edeceğini tahmin ediyor. OSU araştırmacıları, iklim değişikliği konusunda yerel toplulukların nasıl tepki verdiğini anlamak için bir araştırma yaptı.

OSU Halk Sağlığı Koleji’nde doktor ve çalışmada başyazar Leanne Giordono, “Açıkça ulusal ve eyalet düzeylerinde iklim değişikliği politikaları var, ancak bu değişikliklere uyum sağlamak için yerel düzeyde neler olup bittiğiyle gerçekten merak ediyor ve sonuçlarla ilgileniyoruz. Yerel topluluklar tipik olarak aşırı iklim olaylarına ve felaketlerde ilk etkilenen kişilerdir. Bu tarz felaketlerle karşılaştıklarında kendilerini nasıl daha dirençli hale getiriyorlar bunu merak ediyoruz. Örneğin, daha sık gerçekleşen sel veya yoğun sıcağa nasıl adapte oluyorlar?” Dedi.

Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen çalışma için Giordono ve OSU’s College of Liberal Arts’tan yardımcı yazarlar Hilary Boudet ve Harvard Üniversitesi’nden Alexander Gard-Murray; Mart 2012 ile Haziran 2017 arasında ABD’de meydana gelen 15 aşırı hava olayını inceledi. Daha sonra herhangi bir yerel iklim politikası değişikliği olup olmadığına bakıldı.

Bu olaylar arasında sel, kar fırtınası, aşırı sıcak, kasırga, orman yangınları ve toprak kayması vardı.

Yakın zamanda Politika Bilimleri dergisinde yayınlanan çalışma, aşırı bir hava olayından sonra yerel politika değişikliği için iki “çözüm” olduğunu ortaya çıkardı.

Giordono, “Her iki çözüm için de, çok sayıda ölüm veya bir başkanlık afet deklarasyonunun yaşandığı yüksek etkili bir olayı deneyimlemek, geleceğe yönelik politika kabulü için gerekli bir şarttır.” Dedi.

Yüksek ölüm oranına ek olarak, ilk çözüm; medyanın odaklanmış olduğu hava olayının yer aldığı Demokrasi eğilimli topluluklardan oluşuyordu. Bu topluluklar; acil durumlara hazırlıklı olma ve risk yönetimi kapasitesi oluşturma gibi gelecekte iklim değişikliğine yanıt olarak uyum sağlamayı amaçlayan politikaları benimseyerek ilerledi.

İkinci çözüm, diğer nadir hava olaylarına dayalı geçmiş deneyimleri olan Cumhuriyet eğilimli topluluklardan oluşuyordu. Bu bölgelerde, sakinler genellikle iklim değişikliği hakkında doğrudan konuşmadılar, ancak yine de topluluklarını gelecekteki felaketlere hazırlamayı amaçlayan politikalar üzerinde çalıştılar.

Her iki çözümde de politika değişiklikleri oldukça mütevazı ve tepkiseldi, örneğin yangın setleri veya  kasırga sonrası halk için barınakların inşa etmek gibi. Giordono bunlardan “araçsal” politika değişiklikleri olarak bahsetti.

Giordono “İdeoloji veya düşünce sürecindeki bir değişim tarafından yönlendirilmenin aksine, bu daha çok bir amaca yönelik bir araçtır. Başka kimsenin kasırga yüzünden ölmesini istemiyoruz, bu yüzden bir sığınak inşa ediyoruz.’ Bu tipik olarak küresel iklim değişikliğine sistemik bir yanıt değildir. “Dedi

Araştırmacılar, örneklemlerinde, karbon emisyonlarını sınırlamak için yasalar çıkaran topluluklar veya güneş enerjisine geçiş yapılmasını zorunlu kılmak gibi etkileri azaltma odaklı politikalara gösterilen tepkilere dair herhangi bir kanıt bulamadılar. Hatta bazı topluluklar, aşırı hava koşullarının ardından hiçbir politika değişikliği yapmadı.

Araştırmacılar, iklim değişikliği hakkında konuşmaya ideolojik olarak dirençli topluluklarda, bu politika görüşmelerinin insanların kendi topluluklarına bağlılıkları veya topluluğun uzun vadeli yaşayabilirliği gibi başka şekillerde çerçevelemenin daha etkili olabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, aşırı hava olayları yaşamamış toplulukları özel olarak incelemeden, politika değişikliklerinin durumu hakkında konuşamazlar, ancak Giordono, bunun gelecekteki araştırmalar için bir soru olduğunu söyledi.

Giordono, “Bazı yönlerden, bu gerçekten yıkıcı olayların kendilerine tepki verdiği toplulukları görmeniz şaşırtıcı değil. Etkili bir olay yaşamayan toplulukların büyük çoğunluğuna ne olacak – bu topluluklarda ilgiyi uyandırmanın bir yolu var mı? İnsanların değişiklik yapmak için bu tür felaketleri yaşamak zorunda kalmasını istemiyoruz.”Dedi.

Kaynak: sciencedaily.com

373 Kez Okundu

Nurevşan Gündoğdu

22 Ağustos 1998 Kütahya Emet doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimlerimi Niğde'de bitirdim. 2016 yılında Marmara Üniversitesi Biyoloji bölümüne başladım ve şuan son sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda ISWA Young Professionals Group ve ÜNİHAK üyesiyim. 2019 Şubat ayında bilimdeki gelişmeleri siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmak için İnovatif Kimya ailesine katıldım.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!