Plastik Diyaliz Hurdalarından Dayanıklı Beton Üretildi!
Fotoğraf Deakin Üniversitesi doktora öğrencisi Aifang Wei ve İnşaat Mühendisliği kıdemli öğretim görevlisi Dr. Riyadh Al-Ameri.
Avustralya’da diyaliz hastaları, farkında olmadan inşaat endüstrisindeki sürdürülebilirliği arttırabilir. Elbette, hastane hurdalarını uzun ömürlü betona dönüştüren Deakin Üniversitesi’nin geri dönüşüm projesi sayesinde.
Her yıl Avustralya’da diyaliz tedavileri sonucu oluşan çöp yığınından binlerce ton plastik hurda kurtarabilecek olan bu projenin arkasında Deakin Mühendislik Okulu’ndan bir ekip var.
İnşaat Mühendisliği’nde kıdemli öğretim üyesi ve proje lideri Dr. Riyadh Al-Ameri, projenin iki probleme birden çözüm getirebileceğini söylüyor; atık problemi ve inşaat sektörünün temel sorunu; beton yapımında kullanılan çelik çubukların aşınması.
Proje, Al-Ameri ile nefroloji uzmanları Royal Melbourne Hastanesi’nden Dr. Katherine Barraclough ve Barwon Sağlık Üniversitesi Hastanesi Geelong’tan Profesör John Agar’ın işbirliğiyle gerçekleşti ve uzmanlar atık sorununa pratik bir çözüm bulmak için Deakin ile görüştüklerinde ortaya çıktı.
Proje ekibi, yapısal betonun aşınmadan daha iyi korunmasına yardımcı olmak için parçalanmış plastik hurdayı kullanmayı umuyor, diyor Al-Ameri. ‘’Beton, kırılıp iç bağlantılarından zarar görebilir. Bu da beton yapısının bütünlüğü ve sağlamlığı açısından kritik önem taşıyan çelik çubukların, suyla temas etmesine ve aşınmasına yol açabilir. Hem daha iyi koruma, uzun ömürlü yapı ve daha iyi performans sunan hem de plastik geri dönüşümüne yardım eden yeni bir beton türü üretebilirsek bu harika bir gelişme olacak.’’
Barraclough, her diyaliz tedavisinin 1 ila 3 kg arası plastik hurda yarattığını, 12.000’den fazla Avustralyalının diyaliz tedavisi aldığını düşünülürse yılda 5100 metrik tona kadar plastik hurda üretildiğini söylüyor.
‘’Hemodiyaliz (en yaygın diyaliz türü), hastanın kan dolaşımından makineye ve sonra tekrar hastaya doğru olan bir kan pompalama döngüsü içeryor. Bu da aşırı suyu ve toksinleri uzaklaştırarak böbrek yetmezliği olan hastaların yaşamını devam ettirmesini sağlıyor.’’
‘’Güvenlik sebepleriyle, hem kan taşıyan tüpler hem de diyaliz cihazı tek kullanımlık tasarlanmış plastikten üretiliyor. Bu yüzden, her diyaliz tedavisinin sonucu da büyük miktarda plastik atık oluyor.’’
‘’Bu atık potansiyel bir bulaşıcı olduğu için, yakılması ya da atılmadan önce sterilize edilmesi gerekiyor. Bu da fazla maliyetinin yanı sıra çevreye ciddi zarar veriyor.’’
‘’Avustralya’da ve dünya çapında diyalize ihtiyaç duyan insanların giderek artması sonucu bu maliyeti düşürmek ve gelecek kuşaklar için sağlıklı bir çevre sağlamak konusunda rol oynamalıyız.’’
Başlangıç testlerinde, Al-Ameri’nin ekibi, parçalanmış plastik hurdayı ağırlıkça %0,5 ve %1 yoğunluklarda bir beton karışımına ekledi. Sonuç olarak, daha sağlam ve önemli ölçüde suya dayanıklı bir ürün elde ettiler.
Al-Ameri, ‘’Elde ettiğimiz, su emilimindeki %30 azalma dikkate değer ve bu sonucun betonun korozyona karşı direncini arttırması bekleniyor.’’ diyor.
Almanya merkezli, diyaliz ürünleri ve hizmetleri sunan Fresenius Medical Care’in finansmanı sayesinde, Al-Ameri ve ekibi, bu yeni beton karışımının zorlu koşullara dayanıklılığını daha özenli testlerle ölçmeyi umuyor.
Bir deniz ortamı yaratmak için hızlandırılmış hava korozyon tanklarını kullanacaklarını söyleyen Al-Ameri, ‘’Laboratuvarda geçen bir ay dışarıdaki bir yıla karşılık gelir, böylece malzemenin davranışını hızlı ve verimli şekilde gözlemleyebiliriz.’’ diye ekliyor.
‘’Islak ve kuru devirlerin betonun mukavemeti üzerinde büyük etkisi olabilir ve deniz suyunun klorür içermesi hem beton hem çelik donatı için çok zararlı.’’
‘’Bu yüzden; kıyıdan uzak petrol ve doğalgaz teçhizatlarının, gözlem kulelerinin, neme maruz kalan kıyı bölgelerindeki betonarme binaların ve su temasında bulunan istinat duvarları gibi deniz yapılarının beton inşaatına yardımcı olacak yenilikler arıyoruz.’’
Kaynak : sciencedaily.com
