Adli Bilimler İçin Yeni Gelişme: Klor Gazına Maruz Kalmanın Biyobelirteçleri Bulundu

Adli Bilimler İçin Yeni Gelişme Klor Gazına Maruz Kalmanın Biyobelirteçleri Bulundu

Fotoğraf: Bitkilerde klor gazı maruziyetinin biyolojik belirteçleri, 2,4,6-triklorofenol gibi küçük moleküller ve tirozin tortularının klorlandığı peptitleri içermektedir.

Elde edilen yeni bileşikler klor gazıyla ilgili olan adli soruşturmalarda kullanılabilir.

Klor gazı kimyasal bir silah olarak kullanıldığında o kadar hızlı yayılır ki varlığına dair kanıt bulmak çok zordur.

Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndaki Adli Bilimler Merkezi’nde araştırmacı olan Katelyn E. Mason C&EN’e verdiği demeçte şunları söyledi. “Sinir gazlarının (kimyasal silahlar) çoğunda kullanıldıklarını doğrulamak için çevrelerinde stabil olarak bulunan biyobelirteçler vardır ancak klor için bilim camiası tarafından hiçbir biyobelirteç doğrulanmadı ve kabul edilmedi. Bu durum adli bilimlerde büyük bir boşluk oluşturmaktadır.”

Amerikan Kimya Derneği’nin 2021 bahar toplantısında Mason, kendisi ve meslektaşlarının bitki dokusunda klor gazı salınımını doğrulayan ve adli olarak kullanılabilecek biyobelirteçler bulduğunu bildirdi.  Mason, bulgularını analitik kimya departmanı tarafından düzenlenen bir oturumda da sundu.

Mason ve çalışma arkadaşları, biyolojik belirteç olarak hizmet edebilecek klor moleküllerini belirlemek için Asya’nın bazı bölgelerine özgü bir ot türü olan Aegilops tauschii’yi çeşitli konsantrasyonlarda ve çeşitli sürelerde klor gazına maruz bıraktı. Klor kısa süre içinde dokuya gözle görülür şekilde zarar verdi. Araştırmacılar bitki dokusunu toz haline getirdikten sonra proteinleri ve küçük molekülleri izole etmek için metanol kullandı. İki fraksiyonun her biri kütle spektrometrisi ile analiz edildi.

Araştırmacılar her iki fraksiyonda da klor içeren bileşikler buldular. Başlangıçta klor ile reaksiyonun bitki yüzeyinde gerçekleşeceği düşünüldü. Bu nedenle klor içeren küçük moleküllerin çoğunlukla lipitlerden oluşacağı sanıldı fakat klor dokuya nüfuz etti. Böylece küçük moleküllü bu fraksiyonda çeşitli klorlu şekerler, metabolitler ve lipitler bulundu. Ekibin bulduğu en olası biyobelirteç küçük bir molekül olan 2,4,6-triklorofenol olarak tespit edildi. Bitki bunu yapamayacağı için bileşiğin klor maruziyetinin olası bir göstergesi olduğu öne sürüldü. Protein fraksiyonunda ise rubisco olarak da bilinen ve tüm yeşil bitkilerin dokularında ortak olarak bulunan ribuloz-1,5-bifosfat karboksilaz-oksijenaz proteinine ait klorlu bir peptit bulundu. Peptit, klorlu bir tirozin amino asidine sahipti.

İsveç Savunma Araştırma Ajansı’nda araştırmacı Crister Åstot, Suriye’de klor gazı kullanıldığı iddiasına yanıt veren diğer laboratuvar bulgularının elde edilen bulgularla uyumlu olduğunu belirtti. Ancak, klor elementi çevrede çok bol bulunduğu için kimyasal belirtecin araştırılacak klor için uygun olup olmadığını değerlendirmenin zor olduğunu da ekledi.

Mason, bu çalışmada sadece biyobelirteçlerin var olup olmadığını belirlemeye çalıştıklarını söyledi. Maruziyet olayından sonra ise bitki materyalinde ne kadar süre kaldıklarını anlamanın adli olarak uygulanabilir olma durumu için son derece önemli olduğunu belirtti. Gelecekteki çalışmalar ise biyobelirteçlerin klor gazı salınımının nerede ve ne zaman meydana geldiğini tespit etmek için atmosferik modellerle birlikte kullanılmasını içerecektir.

Kaynak: cen.acs.org

426 Kez Okundu

İnovatif Kimya Dergisi

İnovatif Kimya Dergisi aylık olarak çıkan bir e-dergidir. Kimya ve Kimya Sektörü ile ilgili yazılar yazılmaktadır.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!