Kahve ve Cilt Bakımındaki Rolü

Kahve ve Cilt Bakımındaki Rolü

Yakın zamanda İspanya’ya yaptığım bir seyahatte, cildimi Güneş’in güçlü ultraviyole ışınlarının kötü etkilerinden kurtarmak için yerel bir eczaneye güneş kremi aramaya gittim. Güneş bakım ürünleri ve çok sınırlı sayıda cilt bakım kremleri dışında, İspanya’daki eczaneler neredeyse yalnızca reçetesiz satılan ve reçeteli ilaçlara adanmıştır – Amerika Birleşik Devletleri’ndeki eczanelerin içi doldurulmuş sevimli penguenlerden Sevgililer Günü için çikolatalı kalplere kadar her şeyle dolu olması gibi değil. Yine de, İspanyol eczanesinin girişinde, üzerinde Reishi mantarları ve kolajen dahil diğer birkaç bileşen içeren güzellik kahve kapsüllerinin anlatıldığı bir afiş bulunan kahve makinesine rastladığıma şaşırdım. İlk başta kahvenin ağızdan tüketilmesinin cilt için faydalı olabileceği iddiası beni biraz şaşırttı ve şüphelendirdi. Fakat biraz araştırdıktan sonra, kahvenin cilt üzerindeki yararlı etkilerini gösteren – ağızdan alınan ve topikal olarak uygulanan bazı ilginç çalışmalar buldum.

Vücut / yüz peelingleri, göz kremleri, selülit ürünleri, nemlendirici kremler ve kahve içeren sabunlar cilt bakım alanında oldukça popüler. Bu tür ürünlerin kullanımıyla ilgili iddiaları daha iyi anlamak için bilimsel literatüre dikkatlice bakmaya karar verdim. Muhtemelen, cilt bakım ürünlerinde kahve kullanılmasına büyük ilgi gösterilmesi kafeinin cilt biyokimyası ve fizyolojisi üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır; bu durumda ciltteki yağ birikimini önlediği ve UV’ye karşı bir fotokoruyucu görevi olduğu görülmüştür; aynı zamanda lenfatik dokunun drenajına da yardımcı olur. Ancak bu bulguların çoğunun insan klinik verileri değil hücre kültürü sistemleri veya hayvan modelleriyle ilgili çalışmalardan geldiği belirtilmelidir.

Topikal kafein tedavisinin cilt üzerindeki etkilerine ek olarak, kahve tüketimi ile melanom dışı deri karsinomu arasındaki vakaların azalması pozitif bir korelasyon olduğunu gösterdi; bu da çok sayıda büyük ölçekli epidemiyoloji çalışması tarafından ilgi çekti.

90.000’den fazla beyaz kadın üzerinde yapılan bir çalışmada, kahve tüketimi ile melanom dışı cilt kanseri insidansı arasında ters bir ilişki bulundu. Günlük olarak kahve içen kadınların melanom dışı cilt kanseri geliştirme olasılığı neredeyse% 11 daha düşüktü. Altı veya daha fazla fincan kahve içmek, melanom dışı cilt kanserinde% 36’lık bir azalma ile ilişkilendirildi. Bu etkiler, kafeinsiz kahve içen kadınlarda bulunmadı, bu da kafeinin ilgili ana bileşen olduğunu gösterebilmektedir. Ayrıca, çözücü ekstraksiyonu gibi kafeinsizleştirme işlemlerinin yararlı bileşenleri kahveden çıkarılabileceğini de öne sürebilir.

Daha önce belirtildiği gibi, yeşil kahve yağının kozmetik uygulamalarda kullanılmasına büyük ilgi duyuluyor. Bu yağ, yeşil (kavrulmamış) kahve çekirdeklerinin soğuk preslenmesi ile elde edilir. Dünyanın en büyük kahve üreten ülkesi olan Brezilya’daki çeşitli üniversitelerden araştırmacılar, fibroblast kültürlerine yeşil kahve yağının uygulanmasının, kolajen, elastin ve glikozaminoglikanların yanı sıra büyüme faktörlerinin dönüştürülmesi (TGF-β1) ve granülosit-makrofaj koloni uyarıcı faktör (GM-CSF) gibi faktörlerinin artmasıyla sonuçlandığını göstermiştir. Ek olarak, aynı araştırma ekibinin sonuçları, keratinosit hücre kültürlerinde yeşil kahve yağı muamelesi nedeniyle aquaporin seviyelerinde bir artış olduğunu gösterdi. Yeşil kahve yağı, önemli farmakolojik özelliklere sahip olan diterpenlere ek olarak triasilgliseroller, steroller ve tokoferollerden oluşan lipitleri içerir.

Literatürde bildirilen son çalışmalar, yeşil kahve yağının güneşten korunma özelliklerine ve kullanılmış kahve telvesinin yağ fraksiyonuna odaklanmaktadır. Ethyhexylmethoxycinnamate içeren güneş koruyucu sistemlerinde, yeşil kahve yağı ilavesi, güneş koruma faktöründe% 20 artış sağlamıştır. Genellikle kozmetikte bulunan bitkisel yağlar, lipid oksidasyonuna duyarlı büyük miktarlarda doymamış yağ asitleri içerir. Mikrokapsülleme, yağları otoksidasyon, fotooksidasyon ve termal oksidasyon gibi çevresel zararlardan korumak için uygun bir stratejidir. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, yeşil kahve yağının kapsüllenmesinin, muhtemelen yağın elementlerden daha fazla korunmasına bağlı olarak etkinliğini artırdığı bulunmuştur.

Kaynak: thecosmeticchemist.com

684 Kez Okundu

Elif Nur Doğan

1998 Ankara doğumluyum. Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bir yıl ingilizce hazırlık eğitimi aldım. Hacettepe Üniversitesi Kimya Bölümü mezunuyum. Sayısal ve sözel veri yönetiminde başarılı, global fikirli, sonuç odaklı ve çalışmaya istekli, liderlik ve iyi iletişim becerilerine sahibim. İlgi alanlarım: Kozmetik kimyası, farmasötik kimya, biyokimya ve nanoteknoloji vb. Eylül 2020'de, kimyaya olan ilgimi ve bilgimi artırmak, yabancı dilimi geliştirebilmek için gönüllü olarak İnovatif Kimya Dergisi ekibine katıldım.

You may also like...

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com
Kopyalamak Yasaktır!