Nanopartikül Kullanarak Daha Hızlı, Daha Doğru Kanser Tespiti
Fotoğraf: Bu resim, bir fare modelindeki insan meme kanseri hücrelerinin damar içine enjekte edilen yeni nadir bir topraktan yapılmış nanoskopi sondaları ile nasıl “takip edildiğini” gösterir. Denek aydınlatıldığında sondalar diğer optik aydınlatma formlarından daha hassas olan kızılötesi ışık aralığında parlar. Bu durumda, sondalar, kanser hücrelerinin adrenal bezlere ve uyluk kemiklerine nasıl yayıldığını gösterir.
Rutgers Üniversitesi-New Brunswick bilim insanları, ışık yayan nanoparçacıklarını kullanarak, küçük tümörleri saptamak ve yayılmalarını izlemek için etkili bir yöntem icat etti, bu icat; potansiyel olarak daha erken kanser tespiti ve daha hassas bir tedavi sağladı.
Bugünlerde açıklanan bu teknoloji, hasta iyileşme oranlarını ve hayatta kalma sürelerini artırabilir. Araştırmanın ilgili yazarlarından biri, Rutgers-New Brunswick’de biyomedikal mühendislik ve kimya profesörü Prabhas V. Moghe, “Gerçekten de kanser ilerlemesini izleyebilmemiz için her zaman böyle bir hayal kurduk ve hastalığı başlangıç safhalarında izledik, burada yaptığımız şey bu” dedi.
Nature Biomedical Engineering’ de çevrimiçi olarak yayınlanan çalışma, yeni yöntemin manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve diğer kanser izleme teknolojilerinden daha iyi olduğunu gösteriyor. Araştırma ekibi, Rutgers’ın en iyi araştırma kurumunu (Rutgers Üniversitesi-New Brunswick) ve akademik sağlık merkezini (Rutgers Biyomedikal ve Sağlık Bilimleri veya RBHS) içeriyordu.
“Kanser için cerrahi tedavinin aşil tendonu, mikrometastazların varlığıdır. Bu, aynı zamanda uygun evreleme veya tedavi planlaması için bir sorundur. New Jersey Rutgers Kanser Enstitüsü müdürü Dr. Steven K. Libutti “Bu yazıda anlatılan nanosondalar bu problemleri çözmek için uzun bir yol kat edecek “dedi. Rutgers biyomedikal ve sağlık bilimleri kanser programları için RWJ Barnabas Health ve onkoloji servislerinin kıdemli rektör yardımcısıdır.
Çoğu görüntüleme yöntemi küçük kanserli lezyonları tespit edemediğinden yayılmaya başlayan erken tümörleri belirleme olanağı kanser tanı ve tedavisinde büyük bir mücadeledir. Fakat Rutgers araştırması, farelerde bulunan minik tümörlerin, mikroskopik optik cihazlar olan nanosondaların enjeksiyonu ile tespit edilebileceğini ve bu yolla kan dolaşımı boyunca kısa dalga kızılötesi ışık yaydığını ve hatta çoklu organlarda çok küçük tümörleri bile izleyebileceğini gösteriyor.
Nanosondalar, farelerde adrenal bezlerde ve kemiklerdeki küçük lezyonların ve tümörlerin dakikalık yayılımının tespit edilmesinde manyetik rezonans görüntülemeden (MRI) önemli ölçüde daha hızlıdır. Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nden ilgili bir yazar ve yardımcı araştırma profesörü olan Vidya Ganapathy, bu teknolojiyle, insanlarda aylar öncesinden tespitin olabileceği ve insanlara potansiyel olarak hayatta kalma şansı sağlayacağını söyledi. “Kanser hücreleri vücutta farklı uygun yerlere yerleştirir ve sonda, yayılan hücreleri nereye gitseler takip eder. Tümörler zekice tedavi edilebilir, çünkü artık kanserin adresini biliyorsunuz” dedi.
Moghe, “Bu teknoloji, yüzden fazla kanseri saptamak ve izlemek için beş yıl içinde kullanılabilir” dedi. Birden fazla organdaki lezyonların gerçek zamanlı gözlemlenmesi; kanser öncesi ve sonrasındaki tedaviyi daha doğru bir şekilde takip etmelidir. Moghe, “Potansiyel olarak kanser evresini belirleyebilir ve sonra belirli bir hasta için doğru yaklaşımın ne olduğunu bulabilirsin” dedi.
Araştırmacılar; gelecekte nanosondaları, cerrahların çıkarmak istedikleri dokuları işaretlemek için herhangi bir ameliyatta kullanılabileceğini söyledi. Sondalar, bağışıklık sistemini kanser hücreleri ile savaşmaya teşvik etmeyi içeren immünoterapinin etkinliğini izlemek için de kullanılabilir.
Çalışma, Rutgers-New Brunswick, New Jersey Rutgers Kanser Enstitüsü, Bilgisayar Bilimleri Bölümü ve Singapur Üniversitesi’nden Mühendislik Okulu’ndaki (Biyomedikal Mühendisliği, Kimya ve Biyokimyasal Mühendislik ve Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümleri) on altı araştırmacıyı içermektedir.
Çalışmanın başlıca yazarları, Rutgers Kimya ve Biyokimya Mühendisliği Bölümü’nden Harini Kantamneni ve Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nden Margot Zevon’dur. Üçüncü yazar, Biyomedikal Mühendisliği Bölümünde doçent olan Mark C. Pierce’dır. SUTD’de Mei-Chee Tan ile yapılan iş birliği, bu ekip çabasının ayrılmaz bir parçasıdır. Diğer araştırmacılar; Rutgers-New Brunswick ve RBHS araştırmacıları Michael J. Donzanti, Shravani R. Barkund Lucas H. McCabe Whitney Banach Petrosky Laura M. Higgins, Shridar Ganesan, Richard E. Říman ve Charles, M. Roth’dır.
Kaynak : sciencedaily.com
